Balıkesir İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Bülent Haluk Türkbeyi, Balıkesir Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihalelerle ilgili iddialarda bulundu.. İşte Detaylar..
Balıkesir İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Bülent Haluk Türkbeyi, Balıkesir Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihalelerle ilgili iddialarda bulundu.
Türkbeyi, "Balıkesir Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'nün ihalelerinde usulsüzlük yapıldığını" söyleyerek yetkilileri göreve çağırdı.
Türkbeyi'nin konuşması şu şekildedir:
Seçimden sonra Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın gerçekleştirdiği operasyonları görüyorum. Bu operasyonlar, toplumumuzun güvenliği için son derece önemlidir ve bizler, kurumlarla ve kamuoyuyla paylaşabildiğimiz her türlü belgeyi elimizden geldiğince sunmaktayız. Balıkesir Gençlik Spor İl Müdürlüğü'nde “ihale çetesi” var. Bu iddialar nedeniyle önceki yazışmalarımızda veya görüşmelerimizde Gençlik Spor yerine “Çiftlik Spor” ifadesini kullanmamız sebebiyle biz mahkemeye verildik. Şimdi daha da ileriye giderek, neden mi? Çünkü bu kurumu itibarsızlaştıran ve kötü duruma getiren kurumun kendisi değildir.
“MÜTEAHHİTLERİ TAŞERON OLARAK KULLANIYORLAR”
Türkbeyi; Gençlik Spor İl Müdürlüğü binası bakımsız bir durumdadır ve oturulamayacak halde bulunmaktadır. Bu durumu sizlerle paylaşmıştık. Bundan sonra, kamuda bilinen davetiyeli ve doğrudan temel ihale yöntemi bulunmaktadır. Bunlarda herhangi bir sorun yoktur. Ancak, davetiye ve pazarlık altında yapılan işlerde sorunlar ortaya çıkmaktadır. Kendi haksız kazançlarını elde etmek, hatta kontrolleri kendileri yapmak için müteahhitleri taşeron olarak kullanmaktadırlar. Tüm işi kendi yapmaktadırlar. Bizler bu durumu belgelemiş olsak da sonuç alamıyoruz. Neden sonuç alamıyoruz? Balıkesir'in milletvekilleri var ve nasıl olur da bu kadar yazılan ve konuşulan şeylere göz yumabilirler? Bu şehirde neler olup bittiğini görmüyorlar mı? Birlikte gidip, bu kurumu inceleyelim. Bu toplumu yalnız bırakmayalım.
“USULSUZLUK DİZ BOYU”
Türkbeyi; İnşaat mühendisi Ramazan Yadigar, elektrik mühendisi Çağatay Alaca ve İl Genlik Spor müdürü Adem Özalp. Sistemde, Adem müdürün başta olması gerekirken, neden altta olduğu bir sistemle çalışıyor? Bu sistemle ilgili yapılması gereken, kanunda belirtilen doğrudan temin ve pazarlık usulü ihalelerle alakalı. Bu sistem, kendi lehlerine haksız kazanç elde etmek için kurulmuş bir sistemdir. Bu sistem, ihale tarihinden önce hiç görülmemiş bir şekilde işlemektedir.
Usulsüzlüğün en büyüğünü ise elektrik mühendisi Çağatay kontrol etmektedir. İnşaat mühendisi Ramazan da bu kontrol sonrasında geçici kabul alacaktır. Bu şekilde sistem çalıştırılmaktadır ve birbirlerini çapraz kontrol etmektedirler. Biri diğerini işe alacak, bir diğeri istinat duvarının kontrolünü nasıl yapabilir ki? Bu şekilde bir ihale tarihi yok, bu kadar arsızlaştılar.
Sonrasında bu olay ile beraber çevre, şehircilik ve yatırım izlemeye gitti. İnşaat mühendisi Ramazan, yatırım izleme müdürünü arayarak, “bu işi kendisinin yaptığını ve harcamaları kendisinin yaptığını söylüyor. Bu yüzden bu konuyla çok uğraşmayın”. Ardından ne hikmetse bu olay geri döndü ve onlar tarafından telefon görüşmelerinin etkisiyle geri döndü ve vali bey'e bir şeylerin tam anlatılmasını engelliyorlar. Tam olarak anlatılmadı. Aksi takdirde, sayın valimiz iç soruşturma başlatmış olurdu.
“İKİNCİ FİYASKO BURHANİYE’DE”
Türkbeyi; İkinci fiyasko Burhaniye havuz inşaatında gerçekleşti. Açık ihaleyle yapılan bu 26 milyonluk iş, teknikerlik yaparken bir arkadaşımız tarafından kontrol edilmeye çalışılmış. Bu kontrol edilme durumuyla ilgili arkadaşımızın kuruma verdiği dilekçe mevcuttur, bu işten anlamadığını ve nasıl baş edeceğini belirtmektedir. Ancak kurum tarafından ciddiye alınmamıştır ve kontrol bu şekilde devam etmektedir. Biz de burada iş yaptık ve bakanlıktan gelen müfettişler, mal aldığımız firmanın işçilerini çağırdı ve 2 ay süren bir soruşturma geçirdik. Ancak, burada herhangi bir soruşturma açılmamıştır ve ilginç olan şey, işi kendisi yapacağını söyleyerek kendine müteahhit seçmesidir.
“YETKİLİLERDEN ÇIT YOK”
Türkbeyi; O müteahhit orada konu mankeniymiş, ben ise onu yapıyorum diyor. Ben harcıyorum diyor, kontrol ediyorum diyor. Bunları ben duyuyorum, sağır sultan bile duyuyor, konuşmalarda ispat edilebilir bir özellikleri varken kimseden ses çıkmıyor. Özellikle sayın milletvekillerine buradan sesleniyorum, bu çete burada durdukça ister sonuç ne olursa olsun bu işin peşini bırakmayacağız.
“BİR BİYASKODA BİNAYI TAŞIMA”
Türkbeyi; Sanayinin karşısındaki eski yurt binası. İnanıyorum ki eğer bir etüt yapılsa daha kötü oturulamaz bir halde olurdu, ancak etüt yaptırmadılar. Oraya taşınma işine tam 4 buçuk milyon para istemişler. Biz de bunu duyduk. 4 buçuk milyonluk bu iş, gençlik sporunun pis kokularını akla getiriyor. Yine doğru mu? Yöntemle mi yapılacak? Yoksa yeni adrese teslim mi? Bununla ilgili hiç mi soruşturma yapılmayacak?
Ayrıca, geçen sene fesih yapılan ihaleler de önemli bir konu. Bu ihalelerle ilgili bir yıllık bir süreç ve yazışmalar var, dolayısıyla dosya oldukça kalın. Bu ihaleleri feshettiklerinde bizi mahkemeye vermeleri veya savcılığın onlara soruşturma açması durumunda, delilleri de sunarak onları mahkemeye çekeceğiz.
“HEP BİRLİKTE OLMALIYIZ”
Türkbeyi; Bizi "çiftlik spor" dediğimiz için mahkemeye veren durum, kurumu bu hale getiren yöneticilerdir. Şimdi lütfen, hep birlikte sahada olalım. Elimizdeki belgeler ve bilgilerle, sayın vekillere ve özellikle bakanlara ve savcılara bunun suç olduğunu kabul ettirelim. Bu insanlar burada olduğu sürece biz de yerimizde durmayacağız. Sonuna kadar gideceğiz. Belgesiz, bilgisiz ve kahve dedikodusuyla sahaya çıkmıyoruz zaten. Elimizden geleni yapacağız ve topluma, hangi kurumda hangi çürümeler olduğunu kim söyleyecek? Biz basın mensupları olarak anlatacağız. Aksi halde, sayın bakanlar ve Cumhurbaşkanı bunları nasıl bilecek? Biz de durmayacağız. Mesleki ahlaka uygun bir şekilde, elimizdeki belgelerle sizlere tekrar hatırlatmak istiyorum arkadaşlar. Lütfen, yerel yönetimler olsun veya kamu kurumları olsun, hiç kimsenin burada çeteleşmesine, tekelleşmesine veya haksız kazanç elde etmesine izin vermeyelim. Ben yine söylüyorum, bu toplum kimsesiz bırakılmamalı. Hangi görüşten olursa olsun, hangi kurumdan olursa olsun, hangi zihniyetten olursa olsun, kimse kendi namussuzuna, kendi hırsızına sahip çıkmamalı. Ancak o zaman bu sorun düzelir. Bu hırsızlık konusunda koruma altına almadığımız sürece, bu tür durumların önüne geçebiliriz. Ayrıca, basın mensuplarına da üzülüyoruz. Yani bu kokuşmuşluk bazen sokağa da yansıyor. İyi mesleki ahlakı olan insanlar için söylüyorum, onları tehdit etmek, onlara küfretmek, onları dövmek veya onları öldürtmek gibi adet haline gelmiş durumları görmek üzücü. Bundan sonra, herkes haklıysa ve herkes yapabilecekse, o zaman adil olalım ve herkes bu görevi yerine getirsin.” İfadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ