Değerli Okurlarım;
Balıkesir'de Ekim: Sonbaharın En Büyülü Zamanı
Takvimler ekimi gösterdiğinde, Balıkesir bambaşka bir kimliğe bürünür. Şehrimizin üzerine adeta altın bir örtü serilir. Bu ay, doğanın cömertliğini, tarihin derinliğini ve kültürümüzün zenginliğini bir arada yaşayabileceğiniz en güzel şekilde karşıladı.
Kaz Dağları'nın eteklerinde başlama yolculuğumuza. Mitolojide tanrıların dağı olarak bilinen bu muhteşem coğrafya, ekim yerinde bir renk cümbüşüne dönüşümü. Sarıdan turuncuya, kızıldan kahverengiye uzanan tonlar, yeşilin son dokunuşlarıyla harmanlanır. Yürüyüş parkurlarında ilerlerken, ayaklarınızın altında hışırdayanların sesi, adeta bir sonbahar senfonisinin içine çekilir. Şelalelerin suyu daha bir berrak, havanın kokusu daha bir keskindir bu mevsimde.
Şehirde indiğimizde, Zağnos Paşa Camii'nin minarelerinden süzülen ezan sesiyle karışan yaprak hışırtıları, ruhumuzu okşar. Saat Kulesi'nin derinliklerindeki güvercinler, sanki sonbaharın haberleri gibi kanat çırpar. Yürüyüş ilerledikçe, kestane satıcılarının sıcacık tezgâhları gözünüze çarpar. Bir avuç kestane alıp, Atatürk Parkı'nda herkesin dansını izlemek, paha biçilmez bir keyiftir.
Ekim ayı Balıkesir'de aynı zamanda lezzet durağıdır. Sındırgı'nın dünyaca ünlü kestane şekeri, bu ayda en taze halini alır. Susurluk'un ayranı, serinleyen havalarda bile vazgeçilmezdir. Edremit Körfezi'nden gelen zeytinyağları, yeni mahsul olarak raflardaki yerini alıyor. Bigadiç'in sarımsaklı köftesi, Gönen'in güveçte et yemeği... Her ilçenin kendine has lezzeti vardır, damaklarımızda şölen yaratır.
Ayvalık'a uzanırsanız, zeytin hasadının telaşına tanık olursunuz. Ağaçların serili brandaları, toplanmayı bekleyen zeytinlerle dolu. Cunda Adası'nda günün batımını izlerken içeceğiniz bir fincan Türk kahvesi, günün tüm yorgunluğunu alır. Taksiyarhis Kilisesi'nin önünde verilen molada, tarih ile doğanın nasıl iç içe geçebileceğini görebilirsiniz.
Bandırma'ya yolu düşerse, sahil kenarlarında yürüyüş yapmadan dönmeyin. Martıların çığlıkları sırasında, Kapıdağ Yarımadası'nın silüetini izlemek, içinizi ısıtacaktır. Erdek'te üzüm bağlarını gezmek, şarap yapımını yerinde görmek mümkün.
Ekim ayı, Balıkesir'de kültür-sanat etkinliklerinin de yoğunlaştığı bir dönemdir. Devlet Tiyatrosu'nun yeni sezon oyunları başlıyor. Kütüphaneler ve kitapevleri, onların akınına uğrar. Serin havalarda kitap okumak ya da bir tiyatro oyunu izlemek, ruhumuzu besler.
Unutmayalım ki Balıkesir, sadece vücudunuz ve özellikleriyle değil, termal kaynaklarla da ünlüdür. Gönen ve Edremit'teki kaplıcalar, serinleyen havalarla birlikte daha bir cezbedici hale gelir. Şifalı sularında yıkanıp, sonbaharın yorgunluğunu üzerinizden atabilirsiniz.
Sevgili okurlarım, ekim yerinde Balıkesir'i terk etmek, sadece bir gezi değil, adeta bir yaşam deneyimidir. Doğanın, tarihin, lezzetin ve lezzetin harmanlandığı bu şehirde, sonbaharın en güzel yüzüyle karşılaşacaksınız. Yaprakların hışırtısı, kestanelerin kokusu, zeytin ağaçlarının görüntüsü ve Ege'nin ılık rüzgarı boyutlarında kalacak.
Bu altın sezonunda, Balıkesir'in sunduğu güzellikler sona erdi. Her köşesinde ayrı bir hikâye, onun sokağında farklı bir renk bulacağınız şehrimizde, sonbaharın büyüsüne kapılmaya hazır mısınız?
Keyifli okumalar ve daha keyifli Balıkesir gezileri dilerim.