Sındırgı İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Mesut Solak ilk şiir kitabını okurları ile buluşturdu.
Bu kapsamda şiir kitabını Sındırgı haber Gazetesi sahibi ve Genel yayın Yönetmeni A. Hakan Atila’ya imzalayıp armağan etti.Kendisine teşekkür ediyoruz. Yenik kitaplarını da beklediğimizi paylaşıyoruz,Tebrikler. Bol kazançlar diliyoruz MESUT SOLAK KİMDİR?
1973 yılında Balıkesir'de dünyaya geldi. İlk ve ortaokulu Manisa'da, liseyi Balıkesir'de okudu. 1995 yılında Selçuk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğinden mezun oldu. Van, Zonguldak, Balıkesir illerinde değişik okullarda öğretmen ve yönetici olarak görev yaptı. Halen Sındırgı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak görev yapmaktadır. Evli, iki kız babasıdır. Virgülde kalanlar isimli şiir kitabında yer alan TAŞ şiirini bugün Sındırgı Haber Gazetesi okurlarımız ile paylaşıyoruz. Ben taşım, dünyayla birdir yaşım, neler gördü bu başım. Kubbeleri tutmak için başı göklerde gezen benim Buğdayları un etmek için değirmende ezen benim Payanda olup sütun sütun sırada dizilen benim Yüküm omzumda yıllardır ayakta ezilen benim Ayaklar altındayken alçak gönüllülükte zirveyim Kemerli köprülerle dağları kavuşturan kirveyim Başa yağmakla lanetli, taş düşsünle beddualıyım Şeytana atılırken elde kuvvet dilde dualıyım Taş kalpli taş bağırlı denilerek merhametsiz Bedenlerde taş kesilmekle duygusuz hissiz Ben taşım, dünyayla birdir yaşım, neler gördü bu başım. Ebabil gagasından Ebreheye yağan hezimetim Moğolları durdurmak için Çin’e yapılan setim Davut’un sapanından Calut’a atılan isabetim Sapkınlığından Lut kavmine indirilen musibetim Arkasına bakınca bana dönen peygamber eşiyim Cami yanında kıyamda duran minarenin beşiyim Adem’in elinde örülen Kabeyim ben, Beytullahım Peygamber hırkasında Kabeye bırakılan siyahım Ben taşım, dünyayla birdir yaşım, neler gördü bu başım. Yeri geldi Firavunun diyarında piramitlendim Yeri geldi dağın zirvesine heykelle kilitlendim Bazen elmas oldum kralın başının üstünde durdum Gün oldu musalla oldum ölüye arafta taht kurdum Bütün bunları yaşadıkça hep eridim eridim Her seferinde parçalara bölünüp yere serildim Elbet benim de mayamda vardır mütevazılık Sertliğimin içinde gizlidir yumuşaklık Ben de toz olurum Rabbimin kudreti karşısında Milyona bölünürüm kainatın dünya çarşısında Gün gelir toprak olurum, toprakta çiçek, gülde koku Pamuk olurum yumuşarım; istersen tezgahta doku Asmada salkımlı üzüm, üzümde tat meyvaya toprak Affı için sertliğimin gölge olurum yaprak yaprak Kim demiş taş eğilmez bükülmez yumuşamaz diye Gerekirse toz olur serilirim yollara hu diye Yeter ki üstümden geçenler iyiliğe yürüsün Çiğnenmeye razıyım ben dünyayı güzellik bürüsün HABER MERKEZİ
Bu kapsamda şiir kitabını Sındırgı haber Gazetesi sahibi ve Genel yayın Yönetmeni A. Hakan Atila’ya imzalayıp armağan etti.Kendisine teşekkür ediyoruz. Yenik kitaplarını da beklediğimizi paylaşıyoruz,Tebrikler. Bol kazançlar diliyoruz MESUT SOLAK KİMDİR?
1973 yılında Balıkesir'de dünyaya geldi. İlk ve ortaokulu Manisa'da, liseyi Balıkesir'de okudu. 1995 yılında Selçuk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğinden mezun oldu. Van, Zonguldak, Balıkesir illerinde değişik okullarda öğretmen ve yönetici olarak görev yaptı. Halen Sındırgı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak görev yapmaktadır. Evli, iki kız babasıdır. Virgülde kalanlar isimli şiir kitabında yer alan TAŞ şiirini bugün Sındırgı Haber Gazetesi okurlarımız ile paylaşıyoruz. Ben taşım, dünyayla birdir yaşım, neler gördü bu başım. Kubbeleri tutmak için başı göklerde gezen benim Buğdayları un etmek için değirmende ezen benim Payanda olup sütun sütun sırada dizilen benim Yüküm omzumda yıllardır ayakta ezilen benim Ayaklar altındayken alçak gönüllülükte zirveyim Kemerli köprülerle dağları kavuşturan kirveyim Başa yağmakla lanetli, taş düşsünle beddualıyım Şeytana atılırken elde kuvvet dilde dualıyım Taş kalpli taş bağırlı denilerek merhametsiz Bedenlerde taş kesilmekle duygusuz hissiz Ben taşım, dünyayla birdir yaşım, neler gördü bu başım. Ebabil gagasından Ebreheye yağan hezimetim Moğolları durdurmak için Çin’e yapılan setim Davut’un sapanından Calut’a atılan isabetim Sapkınlığından Lut kavmine indirilen musibetim Arkasına bakınca bana dönen peygamber eşiyim Cami yanında kıyamda duran minarenin beşiyim Adem’in elinde örülen Kabeyim ben, Beytullahım Peygamber hırkasında Kabeye bırakılan siyahım Ben taşım, dünyayla birdir yaşım, neler gördü bu başım. Yeri geldi Firavunun diyarında piramitlendim Yeri geldi dağın zirvesine heykelle kilitlendim Bazen elmas oldum kralın başının üstünde durdum Gün oldu musalla oldum ölüye arafta taht kurdum Bütün bunları yaşadıkça hep eridim eridim Her seferinde parçalara bölünüp yere serildim Elbet benim de mayamda vardır mütevazılık Sertliğimin içinde gizlidir yumuşaklık Ben de toz olurum Rabbimin kudreti karşısında Milyona bölünürüm kainatın dünya çarşısında Gün gelir toprak olurum, toprakta çiçek, gülde koku Pamuk olurum yumuşarım; istersen tezgahta doku Asmada salkımlı üzüm, üzümde tat meyvaya toprak Affı için sertliğimin gölge olurum yaprak yaprak Kim demiş taş eğilmez bükülmez yumuşamaz diye Gerekirse toz olur serilirim yollara hu diye Yeter ki üstümden geçenler iyiliğe yürüsün Çiğnenmeye razıyım ben dünyayı güzellik bürüsün HABER MERKEZİ